Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin
Siyasi Gündem Hakkında Yaptığı Yazılı Basın Açıklaması
22 Temmuz 2008
Türkiye, hukukun üstünlüğüne dayanan parlamenter demokratik rejimlerde normal sayılamayacak olayların cereyan ettiği, meşru ve mantıki bir izahı olmayan hukuki ve siyasi garabetlerin yaşandığı karanlık bir süreçten geçmektedir.
Hukukun yıprandığı, siyasetin yara aldığı ve hukukla demokrasinin çatışma cephe hattı haline getirildiği 2008 yılı kavgalar, ucuz siyasi hesaplar ve davalar yılı olarak hatırlanacaktır.
Hukuki süreçler üzerinden siyaset yapılmasının demokrasi anlayışıyla bağdaşmayacağını ve adaletin siyasi hesaplara alet edilmesinin hukuk devletinin sonunu hazırlayacağını görmeyen çatışmacı siyaset alışkanlıklarının sürüklediği bu noktada, Türkiye krizler ve kördüğümler ülkesi haline getirilmiştir.
Türkiye böylesine bir çıkmaza sokanların, şimdi milli irade edebiyatıyla sahte demokrasi havariliği yapmaya, millet adına savcılık veya avukatlık rolüne soyunmaya hakları yoktur.
Yaşanan bu süreç hakkındaki nihai hükmü, değişmez hakim olan Türk milleti verecek ve köhne siyaset anlayışları milli vicdanda mahkum olacaktır.
Türkiye bu sancılı süreci toplumsal sağduyusunun rehberliğinde mutlaka aşacak ve siyaset anlayışlarının ve parametrelerinin değişeceği yeni bir dönem başlatılacaktır.
AKP’nin kapatılması davasında karar aşamasına kontrolsüz, bir şekilde gelişen ve körüklenen bir kriz ortamına gelinmiştir.
Davanın biran önce sonuçlandırılması Türkiye’nin hayrına olacaktır.
Şimdi herkes, Anayasa Mahkemesinin kararını beklemek ve bunun sonucunda oluşacak hukuki durum ve siyasi tabloya göre, yeni dönemin altyapısını hazırlamak için samimi katkıda bulunmaya hazır olmak durumundadır.
Son dönemde yargı önündeki hukuk süreçleri arasında pazarlık denklemi kurulduğu yolundaki ima, yorum ve spekülasyonların yoğunlaşması çok tehlikeli bir durumdur.
Yargı süreçlerinin birbirlerinden etkilenmeden ve bir pazarlığın unsuru haline getirilmeden kendi mecralarında yürütülmesi ve sonuçlandırılması demokratik rejimin ve hukuk devletinin geleceği açısından çok kritik bir eşik olarak görülmelidir.
Böyle bir pazarlığın yapıldığı veya böyle bir zihni denklemin kurulduğunun iması bile siyasi partilerin, devlet kurumlarının ve şahısların geleceğinin ötesinde demokratik rejimin ve hukuk devletini ataşe atacak çok vahim bir gelişme olacak ve Türkiye bu depremin altından kalkamayacaktır.
Uzun bir süredir kamuoyunun gündeminde bulunan ve televizyon ekranları ile gazete manşetlerinde yapılan hukuk dışı yargılamaların konusu olan soruşturmanın nihayet tamamlanması ve iddianamenin davanın görüleceği mahkemeye gönderilmesi, bu konudaki tartışma ve senaryo savaşlarını bitirmemiş, aksine alevlendirmiştir.
Konu artık bağımsız Türk adaletinin önündedir.
Şimdi yargı süreci hukuk içinde yürütülecek ve gerçekler ne ise mahkeme kararıyla ortaya çıkacaktır.
Herkes bu sürecin sonucunu beklemeli ve çıkacak karara saygı göstermelidir.
Hazırlık soruşturmasının gizliliği ilkesi ayaklar altına alınarak bazı basın organlarına sızdırılan bilgilerinin kaynakları da süreçte mutlaka açığa çıkartılmalıdır.
Bu konu, bilgi kirliliğine yol açtı gibi basit bir tespitle geçiştirilemeyecek kadar önemlidir.
Görevi, konumu ve yetkileri ne olursa olsun, hiç kimse suç işleme imtiyazına sahip değildir.
Dr. Devlet Bahçeli
Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Başkanı